Tüm Kürt Yurseverlerine, Kurum ve kuruluşlarına Duyurulur
İsmim Ali Kardukhos
1982’den beri Yunanistan’da siyasi mülteciyim. PKK üyesi olmamakla beraber ERNK içinde çalıştım. ERNK’nin resmi yayın organının sorumluluğunu yaptım. TC ile Kürtler arasındaki savaşta yanlış da olsa, ideolojik olarak anlaşmasam bile, Kürt partisinden yana oldum. Eleştirilerimi "kavgalarımı" her zaman sürdürdüm.
Öcalan'ın bilinen tavrından sonra, Kürtlere gelin Yeniçeri olun deyip ihanet ettiğini belirttim. Ayrı bir dergi çıkardım. Türkiyede’ki Serbesti'ye benzer bir dergi. Dergiyi 3 subat 2000 yılında çıkardım. 4 Şubatta 3 PKK’lı tarfından kaçırıldım. Şanslıydım. Kaçırılışımı bir Yunan’lı grup polise haber vermiş 3 PKK üyesi suçüstü yakalandılar. Ellerinde sadece yarım saat kalmama rağmen 11 gün rapor aldım. Yüzümü gözümü yumruklayıp tekmelediler. Ayaklarımda hala tekme izleri belirgin.
Olaydan 15 gün sonra, 8 PKK taraftarı –PKK’nın isteği üzerine- beni şikayet ettiler. "Ali sahte pasaport yapıyordu, bizden para aldı, ama pasaportlerı vermedi, bizde gidip PKK’ye söyledik onlarda Ali’yi kaçırdılar, diye bir seneryo hazırlayıp uyguladılar. Kaçırılışımdan üç gün önce ise günlük bir Yunan gazetesine PKK lideri ve başkanlık konseyi alehine bir yazı yazmıştım.
Yine Paron adlı Yunanca çıkan bir gazetede (8.8.1999da) PKK başkanlık konseyinin iradesiz, inançsız olduğunu yazmıştım. PKK, olay siyasi değil diyebilmek için 15 günde çok basit bir seneryo yazdı. Öyle bir senaryo ki PKK’lılerın yaptığı tiyatro bile bundan daha iyi.
Beni kaçıranlardan biri hala tutuklu, diğer ikisi kaçak. Yunanistan’la koordinasyon komitesi adına PKK üyesi Necmi (eski Yunanistan sorumlusu) Almanya’dan benden randevu istedi. ‚Korkma konuşmaya anlaşmaya geldim. Eğer güvenmiyorsan istediğin insanları haberdar et, sonra gel, dedi. Ben de öyle yaptım. Cengiz Yakar aracılık ediyordu. Oturup konuştuk. "Biz yaptığımız iftirayı geri çekeceğiz sen de davandan vazgeç" dedi. "Yunanistan’da
harcanıyorsun, Gel beraber Avrupa’ya gidelim. Sen Avrupa’yı yönetecek bir insansin" deyip devamla. "Ben bizimkilere, Ali bu kadar emek vermiş bu davanın insanı utanmadınız mı kendisine iftira ettiniz diyerek, bizimkilerle kavga ettim" dedi. Ben kabul etmedim Bu konuşma esnasında yanımızda Cengiz Yakar da bulunuyordu.
Beni kaçıranların Danimarka’daki Yucel Şahin'in cezalandırılacağını da söyledi. (Yucel Şahin kaçırıldığım zaman Yunanistan PKK sorumlusu idi).Necmi'ye cevaben "Kimsenin PKK tarafindan cezalandırılmasına taraftar degilim" dedim. Onu cezalandırmak yerine, ona konuşma firsatı vermenin daha doğru olacağını söyledi, Olayı anlatsın kimlerden nasıl emir aldıklarlarını soylesin yeterlidir, dedim.Onun yani Yücel'in bireysel kararı dedi. Bu yüzden de görevden aldık, diye ekledi.
21 Temmuz 2003 te mahkememiz var. Beni kaçıranlar yargılanacak. 14 Temmuz’da avukatım, kendisinin PKK tarafindan tehdit edildiğini ve davaya katılmayacağını berlitti. Bu olay Avrupa’da olsaydı, çok büyük bir yankı uyandırıdı, Yunanistan’da ise (Afganistan gibi) mahkemeye bile avukatım tehdit edildi, ben de tehdit altındayım, diyemiyorum. Desem de hiçbir faydası yok. Avukatı tehdit devleti tehdittir. TC nin tehditlerine alışmış Yunanistan PKK’nin de tehditlerine katlanıyor.Ben şimdi avukatım tehdit edildiği için davadan çekildi, diye şikayet edemiyorum.Yeni bir avukat arıyorum o kadar.
Kürt örgütleri hiç bir tavır almıyorlar. Sebebi ikili, birincisi PKK’den korkuyorlar.
İkincisi de Ali’ye bir zarar verirlerse Yunanistan’da deşifre olurlar, biterler, diye düşünüyorlar. PKK'nın böyle bir büyük yanlışı yapmaları için sessiz destek veriyor, hatta PKK’yi tesvik ediyorlar.
Bana destek veren tek parti IKDP . ABD’nin son saldırısı sırasında Yunan televizyonlarında 8, radyolarında ise 5 kez konuştum, tartışmalara katıldım. Gazete ve dergilerde yazılar yazdım. Tüm bunları taktirle karşıladılar.
Savaştan önce ABD’nin müdahalesinin Kürtlere kurtuluş yolunu açacağını TV’lerde söylerken, Komünist Partisi’nin dostları bazı Kürt sosyalistleri de, kardeşleri Komünist Partisi ile araları açılmasın diye ABD alehine konuştular. Gelişmeler beni doğruladı.
Burada Kürt örgütlerindeki bir anlayışı vurgulamak gerek: Birileri çıkıp senden daha doğrusunu savunmuş ve söylemişe o baş düşmandır. Öncelikli tehlikedir. Kürt sosyalist kardeşlerimizde böyle yaptılar. İnsallah PKK Ali’ye bir zarar verir diye bekliyorlar. Ama Yunanistan’da Ali’nin ne kadar sevildiğini de iyi biliyorlar. Kendileri sahip olmasa bile halkın sahip çıkacaşını düşünüp üzülüyorlar.
Son olarak çok komik bir olayı da belirtmek istiyorum. Bazıları çıkıp Ali "Kurtçe Yunanca diyalog " kitabını yazdı, bizi böyle bir şey hazırladığına dair haberdar bile etmedi, deyip kızıyorlar.
Yani basit bir diyalog kitabı yazan bunlardan izin alacak. Yoksa bu hizmet sayılmaz.
Şivan Perwer ise bunların tam tersine, kitabı eline alıp, tüm örgüt sorumlularının bulunduğu bir sırada, " bu tür hizmetler, bizi ulus olarak gururlandırır" deyip beni tebrik etti.
16.07.2003 ATİNA
Mafê Kopîkirin &kopîbike; PDK-XOYBUN; wiha, di xizmeta, Kurd û Kurdistanê daye : Pirojeya Kurdistana Mezin, Pirojeyên Aborî û Avakirin, Pirojeyên Cand û Huner, Lêkolîna Dîroka Kurdistanê, Perwerdeya Zimanê Kurdî, Perwerdeya Zanîn û Sîyasî, Weşana Malper û TV yên Kurdistane. Tev maf parastî ne. Weşandin:: 2003-07-27 (2913 car hat xwendin) [ Vegere ] | PRINTER |