Gururla Bakıyorum Dünyaya Gururla Bakıyorum Dünyaya çünkü isyan bıçağıdır böğrüme saplanan sancı çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum ve kederin ve solgun yüzlü işçilerin üzerine dağbaşlarının hırçınlığı savruluyor benden. çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak miting afişleri cesur pankartlar ve binlerce militan derin denizlerin aydınlığı zorlu sabahlar gökyüzü ve lâle sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata. çünkü ben sevdiğim kızı yaşamak gibi halkım gibi sevdiğim kızı /ki şiirini yazamayan ve türküsünü söyleyemeyen halkım gibi binlerce ve binlerce kurşunlanan halkım gibi zincirlere vurulan savaşlara yollanan vergilere bağlanan halkım gibi felç ofmuş yalnızlıklara bırakarak büyük acıların ve gözyaşının içine bırakarak şiirlerimin bir bıçak gibi ışıldadığı devrim türkülerini ve başkaldırmayı öğreten dudaklarını bir kere olsun öpemeden bir kere olsun tutamadan kaygısızca serin bir yaz gecesi gibi ürperen ellerini hatta boynunu ve ayak bileklerini bilemeden bilemeden bilemeden vurdum yüreğimi şanlı kavgaya barışın ve özgürlüğün dağlarına yürüyorum işte /yiğitsen uslandır beni ey yasakların kahpeliğin ve soygunların koruyucusu türkü çağıran kızlarımı sustur ve kahraman oğullarımı, mezar kaza kaza kederli, kızgın tohum serpe serpe hünerli ve sömürüle sömürüle bomboş ve açlığın ve zulmun izlerini derin uçurumlarında taşıyan ellerimi nacaklara ve tırpanlara sarılan ellerimi mavzerlere sarılan ellerimi zincirlere vur gücün yeterse. ama adına yaşamak dersen ot gibi, saman gibi yaşamak dersen bir solucan gibi yerlerde sürünerek ezilerek horlanarak sömürülerek re-zil-ce çatlayan tomurcuğun doğan çocuğun çığlığını duymadan gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya korka korka yana yana her gün biraz daha derinden her gün biraz daha kapkara duyarak ölümü aç ve arkasız köpekleşerek yaşamak dersen bu yürek çat diye çatlasın be! gelgelelim parlayan güneşi emekçi halkların kahraman halkların güneşini şehvetle içine dolduran toprak şimdi sımsıcak şimdi ulaşılmaz şimdi olgun meyvalarla dolu bahar bahçelerini salmaktadır dünyaya, ve gül benizli sevgililerin dudaklarında hayat bizi aşka ve kavgaya çağırmaktadır, bıçak kemiğe dayandığı ok yaydan fırladığı için değil /bu bezirgan saltanatı bu zulum bitsin diye ağaran günler için yeni bir dünya uğruna yüzlerinde cesaretin onuru ve imanlı gücü dövüşen dünyanın emperyalizme karşı dövüşen dünyanın ve ölüme gülerek koşan genç savaşçıların al bayrakları dalgalansın dalgalansın dalgalansın kinle boğuşan yorgun yüreği aydınlansın diye anamın. felaketler geçirmiş anamın dişleri dökülmüş kederli ağzı ağlamaya hazır gözleri safrası ve sonsuz ve dağlar eriten sabrı, merhameti yani bir bütün halinde insanlığımız yunsun, arınsın diye duru pınarlarda alın terinin namusu kurtulsun diye kurtulsun diye sıcak somun acı soğan ve çiçekli basmalar ahdettik vefa ettik kelle koyduk ölen ölür dostlar düşmanlar heyy kalan sağlar …. .. . Orhan Kotan |