Sait Çürükkaya için bir mektupta sen gönder ! Ji bo Sait Çürükkaya nameyekî tu bişîne !
saitdayanisma@hotmail.com Mayıs 2001’den bu yana Almanya’da siyasi mülteci olarak yaşamakta olan Kürt politikacı Sait Çürükkaya, Türk devleti tarafından kırmızı bültenle arandığı ve Türkiye’ye iadesi istendiği gerekçesiyle 30.09.2004 tarihinde Hamburg’da gözaltına alınmış ve aynı gün çıkartıldığı Amtsgericht Bremen’in kararıyla da tutuklanmıştı. Daha önce, bu olayla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmistik. Sait Çürükkaya ile Dayanısma Komitesi olarak, uygun görenlerin, asağıda e-Mail ve Fax adreslerini verdigimiz Alman yetkililerine, yine asagıda bulunan örnek Almanca mektubu dayanısma amacıyla göndererek, gerekli duyarliligi gösterecegine inaniyoruz .. Bunun icin: Mektubun hitap kısmının önüne asagıda adlarını verdigimiz her bir yetkilinin adı konularak gönderilmesi gerekiyor. Örneğin, Sehr geehrte/r … diye baslayan kısmın noktalı bölümüne ilgili kisinin adı konulmalıdır..Sayet ilgili kisi bayan ise “Sehr geehrte, erkek ise “Sehr geehrter” konulacak..Mektubun sonuna gercek isim ve mümkünse adres yazılmalıdır. İlgili yerlere mektubu gönderen duyarlı insanlarımızın, mektubun bir kopyasını veya kendi ismini komitemizin kontak e-Mail adresine de göndermelerini rica ediyoruz.. Saygılarımızla SAİT ÇÜRÜKKAYA İLE DAYANIŞMA KOMİTESİ saitdayanisma@hotmail.com Nejdet Buldan, A.Zeki Okçuoğlu, Zeki Öztürk, Selim Çürükkaya, Mahmut Kılınç Cuma Yakut, Ali Rojperwer, Ali Haydar Özdemir, Murat Dağdelen Kontak için : Selim Çürükkaya 0174-5871725 Almanca Başvurular için Ali Haydar Özdemir 0179-9044595 Kontak E- Mail adresi: saitdayanisma@hotmail.com Önemli Not : Gönderilecek mektup Almanca'dır. Türkcesi imzalayacakların bilgisi icin, ek olarak konulmustur.. ALMAN RESMİ YETKİLİLERİNE GÖNDERİLECEK MEKTUP ÖRNEĞİ (Kopyalanip ilgili adreslere gönderilecek) Sehr geehrte/r … Wie Ihnen bekannt ist, wurde der kurdische Politiker Sait Çürükkaya, der seit Mai 2001 als anerkannter Flüchtling in Deutschland lebt, am 30.9.2004 in Hamburg aufgrund eines internationalen Haftbefehl und Auslieferungsersuchen der Türkei festgenommen und am selben Tag vom Bremer Amtsgericht verhaftet. Zuvor beschloss das Bundesamt für die Anerkennung ausländischer Flüchtlinge am 13.7.2004, den Asylstatus von Sait Çürükkaya, den er seit dem 17.5.2001 nach §16a GG hatte, zu widerrufen und das Abschiebehindernis gem. § 53 AuslG aufzuheben. Die Aufhebung des politischen Asylstatus des kurdischen Politikers Sait Çürükkaya und das Vorhaben, ihn in die Türkei auszuweisen, sind erschreckende Neuigkeiten: sowohl im Allgemeinen hinsichtlich der Schutzmaßnahmen für Flüchtlinge, die im internationalen Recht und in der deutschen Verfassung verankert sind, insbesondere die Grundregeln des „non-refoulement“, als auch im Speziellen hinsichtlich der Sicherheit und der Grundrechte von Sait Çürükkaya. Wie Sie wissen, findet sich in Artikel 7 Internationaler Pakt über bürgerliche und politische Rechte von 1966, der auch von Deutschland unterzeichnet wurde, folgender Satz: „Niemand darf der Folter oder grausamer, unmenschlicher oder erniedrigender Behandlung oder Strafe unterworfen werden.“ Darüber hinaus besagt Artikel 3, Abs. 1 Übereinkommen gegen Folter und andere grausame, unmenschliche oder erniedrigende Behandlung oder Strafe von 1984 folgendes: “Ein Vertragstaat darf eine Person nicht in einem anderen Staat ausweisen, abschieben oder an dıesen ausliefern („refouler“), wenn stichhaltige Gründe für die Annahme bestehen, dass sie dort Gefahr liefe, gefoltert zu werden.“ Ebenso heißt es in Artikel 33, Abs. 1 Abkommen über die Rechtsstellung der Flüchtlinge (Genfer Abkommen) vom 28. Juli 1951: „Keiner der vertragsschließenden Staaten wird einen Flüchtling auf irgendeine Weise über die Grenzen von Gebieten ausweisen oder zurückweisen, in denen sein Leben oder seine Freiheit wegen seiner Rasse, Religion, Staatsangehörigkeit, seiner Zugehörigkeit zu einer bestimmten sozialen Gruppe oder wegen seiner politischen Überzeugung bedroht sein würde.“ Die deutschen Behörden haben im Mai 2001 das Asylgesucht von Sait Çürükkaya aus Gründen der politischen Verfolgung und zum Schutz gegen diese Verfolgung angenommen. Seitdem hat sich die rechtliche Lage von Sait Çürükkaya nicht geändert. Außerdem berichten internationale und in der Türkei ansässige Menschenrechtsorganisationen weiterhin über die politische Verfolgung und weit verbreitete Folter in der Türkei. Schließlich belegen der Bericht von Amnesty International über den Zeitraum von Januar bis Juni 2004, die neuesten Pressemitteilungen von Human Right Watch vom 4.10.2004, von der Hauptzentrale des türkischen Menschenrechtsvereins vom 10.9.2004 und von Mazlum-Der vom September 2004 sowie der Bericht der Türkischen Menschenrechtsstiftung vom August 2004 die Dimensionen der Folter mit konkreten Beispielen. Es ist offensichtlich, dass grundlegende Menschenrechte verletzt werden, wenn der kurdische Politiker Sait Çürükkaya in die Türkei ausgewiesen wird, und es besteht die Gefahr, dass er wegen seiner politischen und ethnischen Identität im Gefängnis gefoltert wird und seine Freiheit und sein Leben gefährdet werden. Wenn seine Ausweisung in die Türkei beschlossen wird, stellt dies einen Verstoß gegen die Rechte der Flüchtlinge und die Regelungen zum Schutz der Flüchtlinge dar, die in von Deutschland ratifizierten internationalen Abkommen und Pakten und auch in der deutschen Verfassung verankert sind. Dies ist nicht mit rechtsstaatlichen Prinzipien zu vereinbaren. In dem Glauben, dass die deutschen Behörden ihren Pflichten gegenüber der deutschen Verfassung und als Unterzeichner internationaler Abkommen nachkommen, fordern wir Sie auf, die Ausweisung von Sait Çürükkaya zu verhindern. Hochachtungsvoll. Name und Vorname Adresse: GÖNDERİLECEK İSİM ve ADRESLER Bundeskanzler Gerhard Schröder, MdB Schloßplatz 1 11012 Berlin Tel.: 0 30/40 00-0; 0 18 88/4 00-0 Fax: 40 00-23 57 E-Mail : poststelle@bpa.bund.de Internet : http://www.bundesregierung.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesminister des Auswärtigen und Stellvertreter des Bundeskanzlers Joseph (Joschka) Fischer, MdB Werderscher Markt 1 Auswärtiges Amt D-10117 Berlin PA: D-11013 Berlin Tel.: 0 30/2 01 86-0; 0 18 88/17-0 Fax: 0 18 88/17-34 02 E-Mail : poststelle@auswaertiges-amt Internet : http://www.auswaertiges-amt.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Der Beauftragte der Bundesregierung für Menschenrechte und humanitäre Hilfe im Auswärtigen Amt Gerd Poppe Werderscher Markt 1 D-10117 Berlin Tel.: 0 18 88/17-47 64,-47 65 Fax: 17-41 30 E-Mail : mrhh-b@auswaertiges-amt.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesminister des Innern Otto Schily, MdB Bundesministerium des Innern Alt-Moabit 101d D-10559 Berlin PA: D-11014 Berlin Tel.: 0 18 88/6 81-0 Fax: 6 81-29 26 E-Mail : poststelle@bmi.bund.de Internet : http://www.bmi.bund.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesministerin der Justiz Frau Brigitte Zypries, MdB Bundesministerium der Justiz Pressekontakt : Sabine Schmidt-Kruse Kommunikation Verlagsgruppe BRIGITTE Gruner + Jahr AG & Co KG Am Baumwall 11 20459 Hamburg Tel.: 040/3703-2455 Mobil: 0173/242 03 04 Fax: 040/3703-5702 E-Mail : schmidt kruse.sabine@brigitte.de Internet : http://www.bmj.bund.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesminister der Verteidigung Dr. Peter Struck , MdB Hardthöhe Bundesministerium der Verteidigung Kontakt: CSU-Landesgruppe im Deutschen Bundestag Pressestelle Telefon: 030 / 227 - 5 21 38 / - 5 2427 Fax: 030 / 227 - 5 60 23 E-Mail : ? Internet : * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesministerin für wirtschaftliche Zusammenarbeit und Entwicklung Heidemarie Wieczorek-Zeul, MdB Bundesministerium für wirtschaftliche Zusammenarbeit und Entwicklung PA: Postfach 12 03 22 Friedrich-Ebert-Allee 40 D-53045 Bonn Tel.: 02 28/5 35-0; 0 18 88/5 35-0 Fax: 02 28/5 35-35 00; 0 18 88/5 35-35 00 E-Mail : poststelle@bmz.bund.de Internet : http://www.bmz.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Mektubun Türkcesi : ( Sadece bilgi icin ) Sayın yetkililer, Bildirildiğine göre, Mayıs 2001’den bu yana Almanya’da siyasi mülteci olarak yaşamakta olan Kürt politikacı Sait Çürükkaya, Türk devleti tarafından kırmızı bültenle arandığı ve Türkiye’ye iadesi istendiği gerekçesiyle 30.09.2004 tarihinde Hamburg’da gözaltına alınmış ve aynı gün çıkartıldığı Amtsgericht Bremen’in kararıyla da tutuklanmıştır. Yine belirtildiğine göre, bundan kısa bir süre önce, 13.07.2004’de de Bundesamt für die Annerkennung ausländische Flüchtlinge Sait Çürükkaya’nın 17.05.2001 tarihinde Anayasa’nın 16a maddesine göre kabul edilmiş siyasi mültecilik statüsünün geri alınmasına ve iade edilme karar vermiştir. Kürt politikacı Sait Çürükkaya’nın siyasi mültecilik statüsünün geri alınması ve Türkiye’ye iade amacıyla tutuklanmış olması, genel olarak mülteciler için uluslararası hukukta ve Alman Anayasası’nda öngörülen koruma ilkeleri ve en başta da “non-refoulement” (iade edilmeme) ilkesi, özel olarak da Sait Çürükkaya’nın temel hakları ve güvenliği bakımından kaygı verici bir gelişmedir. Bilindiği üzere, Almanya’nın da tarafı olduğu 1966 tarihli Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR)’nin 7. maddesinde, “hiç kimse işkenceye veya zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele veya cezaya maruz bırakılamaz” denilmektedir. Yine, 1984 tarihli BM Işkenceye ve Diğer Zalimane, Insanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’nin 3. maddesine göre, “Bir Taraf Devlet, bir kimseyi, işkenceye uğrama tehlikesi olduğu yolunda sağlam gerekçelerin bulunduğu bir başka Devlete süremez, gönderemez (“refouler”) ya da geri veremez.” Aynı şekilde 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme’nin 33. maddesinde de, “hiç bir Taraf Devlet bir mülteciyi ırkı, dini, uyruğu, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek ya da iade etmeyecektir (‘refouler’)” denilmektedir. Nitekim Alman makamları da Sait Çürükkaya’nın Mayıs 2001’de yaptığı iltica başvurusunu kabul ederken, kendisinin siyasal nedenlerle takip edilmeye karşı korunması gerektiğini tespit etmişlerdi. Aradan geçen zaman içinde Sait Çürükkaya’nın hukuksal durumunda bir değişiklik olmadığı gibi, gerek uluslararası insan hakları kuruluşlarının, gerekse Türkiye’deki yerel insan hakları örgütlerinin en güncel raporlarında Türkiye’de siyasi takibin ve işkencenin halen yaygın olduğu bildirilmektedir. Nitekim, Amnesty International’in en son Ocak-Haziran 2004 dönemini kapsayan 6 aylık raporunda, Human Rights Watch’ın en son 04.10.2004 tarihli basın açıklamasında, Türkiye Insan Hakları Derneği Genel Merkezi’nin 10.09.2004 tarihli açıklamasında, Mazlum-Der’in Eylül 2004 tarihli açıklamasında ve Türkiye Insan Hakları Vakfı’nın Ağustos 2004 ayına ilişkin en son raporunda Türkiye’deki işkence uygulamalarının boyutları somut olaylarla açıklanmaktadır. Kürt politikacı Sait Çürükkaya’nın Türkiye’ye iade edilmesi halinde en temel insan haklarının ihlal edilmesi, gözaltında ya da cezaevinde işkence görmesi, siyasi düşünceleri ve etnik kimliğinden dolayı hayatı ve özgürlüğünün tehlike altında olması riskleriyle karşı karşıya kalacağı açıktır. Sait Çürükkaya’nın Türkiye’ye iadesine karar verilmesi, Alman Devleti’nin de tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan ve Alman Anayasası’nda da yer alan iltica hakkını, mültecilerin korunmasına ilişkin uluslararası standartları ağır şekilde ihlal edeceği gibi, hukuk devleti ilkesiyle de bağdaşmayacaktır. Alman Devleti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerdeki yükümlülüklerine ve Anayasa’daki temel ilkelere bağlı olacağı inancıyla sizlerden, Sait Çürükkaya’nın Türkiye’ye iade edilmesi girişimlerinin durdurulmasını talep ediyoruz. Saygılarımla Adi / Soyadi: Adres: * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
KARDEŞİMİN DAVASI, KÜRT HALKININ DAVASIDIR Türk devletinin istemi üzerine Kardeşim Sait Cürükkaya 30.9.2004 günü Hamburg`da Alman güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak, Bremen`e götürüldü; burada nöbetçi bir hakim tarafından tutuklanarak cezaevine konuldu. Bundan sonra ne olacak? Asıl kavga bundan sonra başlayacak! Bremen`de kurulacak mahkeme kimlerin terörist olduğuna karar verebilecek bir güce ve insiyatife sahipse; biz hakimler karşısına çıkmaya hazırız. Zaten biz uzun süreden beri böyle bir mahkeme arıyorduk! Kürt halkının şahsında kardeşim Sait Çürükkaya ve Türk devleti bu mahkeme tarafından yargılanmalıdır ve gerçekten hangi taraf terörist ise bu mahkeme karar vermelidir. Türk devletinin kardeşim hakkında hazırlayıp gönderdiği dosyayı inceledim. Bu dosya, elle tutulur hiç bir delil içermemektedir. Birinci delil, Özgür Politika gazetesinde yayınlanan „Kösül Çetesi“ başlıklı yazıdır. Bu yazının baştan sona düzmece ve yalanlardan ibaret olduğu dört yıllık zaman zarfında anlaşıldı. Kardeşim ve o yazıda adları anılan kişilerden hiç birisinin bir çeteye mensup olmadıkları, tam aksine onları çete olarak damgalamaya kalkışan Öcalan ve şebekesinin bir çete olduğu, Kürtlerin haklı, meşru mücadelelerini terörize etmek için kullanılan bir ekip oldukları anlaşılmıştır. Bu ekip 1990 dan sonra Türkiye ve Suriye tarafından kullanılarak, özellikle Avrupa’da şiddet eylemleri yaptırıldı ve böylece Kürt halk hareketi terörist olarak damgalandı. Bugün, bu ekip Türk genelkurmayı tarafından aynı amaçla kullanılmaktadır. Kösül Çetesi yazısının kardeşimin davasında belge olarak kullanılması, bize „davulcunun yalancısı zurnacıdır“ atasözünü hatırlatıyor. Kardeşimle ilgili ileri sürülen diğer deliller, değişik yerlerde göz altına alınan sanıkların poliste verdikleri ifadelerdir. Türk polisinde gözaltına alınan kişilerin ifadelerinin nasıl alındığını bilmeyenler var mi? Bilemiyorum! Ama orada “İsayi ben çarmıha gerdim“ diyen insanlara bile rastlamış biri olarak diyorum ki; Poliste yazdırtılan ifadeler, Türk mahkemelerinde bile delil değildir. Buna rağmen Türk devleti nasıl kardeşimi Alman devletinden istedi ve Alman devleti niye kardeşimi tutukladı ? Asıl mesele buradadır ve bu da siyasi bir sorundur! Tarihe uzanmaya hiç gerek yoktur. Türkiye devleti bizim topraklarımızı işgal etmiştir. Dilimizi yasaklamıştır, kültürümüzü yok etmeye çalışmıştır. Ülkemizi sömürge olarak kullanmıştır. Dağlarımızın, nehirlerimizin, vadilerimizin insanlarımızın kurmancî, zazakî isimlerini değiştirmiştir. Geleneklerimizi göreneklerimizi horlamıştır. Ve biz buna itiraz etmişizdir. Silahla üzerimize gelmiş, baskı zulüm yapmıştır bize. Nerede baskı ve zulüm yapılmıştır diye soranlara açık örnekler vereceğiz. D.Bakır Cezaevi’nde yapılan zulüm yaklaşık otuzbin Kürde yapılmıştır. Yalnız orada yatan PKK liler değil bir halktır orada tutsak edilen. Ve sömürge ülkelerde yapılan vahşetlerin aynısı burada Kürt halkına yapılmıştır. Orada Kürt halkına bok yedirilmiştir! Orada yüzlerce kisinin makatına cop sokulmuştur. Orada yüzlerce erkek tutuklu tecavüze uğramıştır. Orada baba oğulun, oğul babanın erkeklik organını çekerek havalandırmada dolanmıştır. Orada Kürtlere fare yedirilmiştir. Orada insanlara kıçtan cigara içirilmiştir. Ve 1984 tarihinden sonra bu işkence yöntemleri Kürdistan`ın bütün köylerine taşınmıştır. Bu muameleye, bu şerefsizliğe, bu vahşete karşı çıkmak gerekmiyor mu? Bunlara karşı çıkmak teröristlik mi? Hangi kitapta, hangi yasada, hangi dinde, hangi felsefede bu yazıyor? Benim kardeşim böyle bir ortamda böyle şerefsiz bir düzene başkaldırmak zorunda kaldı! Eğer kardeşimin vahşete başkaldırması suçsa, Kürdistan’da 3000 köyü boşaltanların hiç mi suçu yoktur? Kürdistan’daki bütün gür ormanları yakanların, kadınların ırzına geçenlerin, onbine yakın sivil, 40 bine yakın insanı öldürenlerin, iki milyon insanı Avrupa`ya göçmen olarak gönderenlerin hiç mi bir suçu yok? Ve hele Kürtleri öldüren silahları Türk devletine hibe olarak verenlerin de mi hiç suçları yoktur? Devlet olunca bütün katliamları, canilikleri, vahşilikleri her türlü terörizmi yapabiliyorsun demek! Ve üstelik terörizmine karşı çıkanlara terörist damgasını da vurabiliyorsun? Ve bir ulusun varlığını inkar da edebiliyorsun; o ulusun haklarını da gasp edebiliyorsun! Ve senin caniliklerine karşı çıkanları hangi ülkeye giderlerse orada onların yakasına yapışabiliyorsun! Eğer varsa bu güneşin altında adalet diye bir şey, eğer varsa adil hakimler, eğer varsa mazlumların hakkını veren yasalar, eger varsa vicdanlar. Onların karşısında biz Bremen mahkemesinde yargılanmaya hazırız! Ve bu mahkemede biz bize ve halkımıza yapılan bütün zulümleri, katliamları nedenleriyle birlikte izah edeceğiz. Ve mazlumların sesini bir kez daha dünyanın vicdanlı kulaklarına ulaştıracağız. Güçlü olanların her zaman haklı olmadıklarını herkese göstereceğiz. 03.10.2004
saitdayanisma@hotmail.com Sîyasetmedarê Kurd Sait Çürükkaya, ku ji meha Gulan a 2001'ê ve li Almanya wek penaber dijî, ji ber ku dewleta Turkîyê bi “bultena sor” pê digere û daxwazîya vegerandina wî dike, roja 30.09.2004 da ji alîyê berpirsên Almanî ve hatîye girtin û di heman rojê da jî, ji alîyê Dadigeha Amtsgericht Bremen ve hatîye zîndanî kirin. Dîsa tê xuya kirin, demek berê niha, di 13.07.2004 da mafê wî yê penaberîyê, ku ji alîyê “Bundesamt Für die Annerkennung ausländische Flüchtlinge” li gor madeya 16a ya Destûrê hatibû dayîn, jê hatîye vegirtin û biryara paşvegerandina wî hatîye dayîn. Li ser vî babetî me rayagiştî agahdar kiri bû. Em,wek Komîteya Piştgirîya Saît Çurukkaya, piştrastin ku, ew nimûne nameya bi Almanî yê li jêr, ku me, ji bo navnîşanên e-Eail û Faxên berpirsên Almanî şandîye, dê hûn piştgirîya xwe texsîr nakin. Ji bo wî: Dê hûnê li pêşîya besa xîtabê, ew navên berpirsên ku me li jêr daye binivîsin û bişeyinin. Wek nimûne, Sehr geehrte/r … ku nuqe dest pê kiriye navê binivîsin ..Eger ew jin be “Sehr geehrte, eger mêr be “Sehr geehrter” tê danîn..Divê, li binê nameyê hûn navê we yê rast binivîsin. Eger mimkûne navnîşana xwe jî binivîsin.Tikaye, piştê, ku we namêyê ji wan cîyan re şand., yan bi kopîya nameyê ve û ya jî bes navê xwe ji komîeya piştgirî yê re bişeyinin.. Li gel rêz û silav KOMÎTEYE PIŞTGIRÎYA SAÎT ÇÜRÜKKAYA saitdayanisma@hotmail.com Nejdet Buldan, A.Zeki Okçuoğlu, Zeki Öztürk, Selim Çürükkaya, Mahmut Kılınç Cuma Yakut, Ali Rojperwer, Ali Haydar Özdemir, Murat Dağdelen Ji bo têkilîyê : Selim Çürükkaya 0174-5871725 Ji bo serlêdanên bi Almanî Ali Haydar Özdemir 0179-9044595 Navnîşana têkilîyê e- Mail : saitdayanisma@hotmail.com Têbinîyên mûhîm : Nameya, ku dê bê şandin Almanî ye. Yê ku dixwazin Kurdîya wî îmza bikin re jî heye.. ( Dê were kopî kirin û ji wan navnîşanan re rewere şandin ) Sehr geehrte/r … Wie Ihnen bekannt ist, wurde der kurdische Politiker Sait Çürükkaya, der seit Mai 2001 als anerkannter Flüchtling in Deutschland lebt, am 30.9.2004 in Hamburg aufgrund eines internationalen Haftbefehl und Auslieferungsersuchen der Türkei festgenommen und am selben Tag vom Bremer Amtsgericht verhaftet. Zuvor beschloss das Bundesamt für die Anerkennung ausländischer Flüchtlinge am 13.7.2004, den Asylstatus von Sait Çürükkaya, den er seit dem 17.5.2001 nach §16a GG hatte, zu widerrufen und das Abschiebehindernis gem. § 53 AuslG aufzuheben. Die Aufhebung des politischen Asylstatus des kurdischen Politikers Sait Çürükkaya und das Vorhaben, ihn in die Türkei auszuweisen, sind erschreckende Neuigkeiten: sowohl im Allgemeinen hinsichtlich der Schutzmaßnahmen für Flüchtlinge, die im internationalen Recht und in der deutschen Verfassung verankert sind, insbesondere die Grundregeln des „non-refoulement“, als auch im Speziellen hinsichtlich der Sicherheit und der Grundrechte von Sait Çürükkaya. Wie Sie wissen, findet sich in Artikel 7 Internationaler Pakt über bürgerliche und politische Rechte von 1966, der auch von Deutschland unterzeichnet wurde, folgender Satz : „Niemand darf der Folter oder grausamer, unmenschlicher oder erniedrigender Behandlung oder Strafe unterworfen werden.“ Darüber hinaus besagt Artikel 3, Abs. 1 Übereinkommen gegen Folter und andere grausame, unmenschliche oder erniedrigende Behandlung oder Strafe von 1984 folgendes : “Ein Vertragstaat darf eine Person nicht in einem anderen Staat ausweisen, abschieben oder an dıesen ausliefern („refouler“), wenn stichhaltige Gründe für die Annahme bestehen, dass sie dort Gefahr liefe, gefoltert zu werden.“ Ebenso heißt es in Artikel 33, Abs. 1 Abkommen über die Rechtsstellung der Flüchtlinge (Genfer Abkommen) vom 28. Juli 1951 : „Keiner der vertragsschließenden Staaten wird einen Flüchtling auf irgendeine Weise über die Grenzen von Gebieten ausweisen oder zurückweisen, in denen sein Leben oder seine Freiheit wegen seiner Rasse, Religion, Staatsangehörigkeit, seiner Zugehörigkeit zu einer bestimmten sozialen Gruppe oder wegen seiner politischen Überzeugung bedroht sein würde.“ Die deutschen Behörden haben im Mai 2001 das Asylgesucht von Sait Çürükkaya aus Gründen der politischen Verfolgung und zum Schutz gegen diese Verfolgung angenommen. Seitdem hat sich die rechtliche Lage von Sait Çürükkaya nicht geändert. Außerdem berichten internationale und in der Türkei ansässige Menschenrechtsorganisationen weiterhin über die politische Verfolgung und weit verbreitete Folter in der Türkei. Schließlich belegen der Bericht von Amnesty International über den Zeitraum von Januar bis Juni 2004, die neuesten Pressemitteilungen von Human Right Watch vom 4.10.2004, von der Hauptzentrale des türkischen Menschenrechtsvereins vom 10.9.2004 und von Mazlum-Der vom September 2004 sowie der Bericht der Türkischen Menschenrechtsstiftung vom August 2004 die Dimensionen der Folter mit konkreten Beispielen. Es ist offensichtlich, dass grundlegende Menschenrechte verletzt werden, wenn der kurdische Politiker Sait Çürükkaya in die Türkei ausgewiesen wird, und es besteht die Gefahr, dass er wegen seiner politischen und ethnischen Identität im Gefängnis gefoltert wird und seine Freiheit und sein Leben gefährdet werden. Wenn seine Ausweisung in die Türkei beschlossen wird, stellt dies einen Verstoß gegen die Rechte der Flüchtlinge und die Regelungen zum Schutz der Flüchtlinge dar, die in von Deutschland ratifizierten internationalen Abkommen und Pakten und auch in der deutschen Verfassung verankert sind. Dies ist nicht mit rechtsstaatlichen Prinzipien zu vereinbaren. In dem Glauben, dass die deutschen Behörden ihren Pflichten gegenüber der deutschen Verfassung und als Unterzeichner internationaler Abkommen nachkommen, fordern wir Sie auf, die Ausweisung von Sait Çürükkaya zu verhindern. Hochachtungsvoll. Name und Vorname Adresse: Bundeskanzler Gerhard Schröder, MdB Schloßplatz 1 11012 Berlin Tel.: 0 30/40 00-0; 0 18 88/4 00-0 Fax: 40 00-23 57 E-Mail : poststelle@bpa.bund.de Internet : http://www.bundesregierung.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesminister des Auswärtigen und Stellvertreter des Bundeskanzlers Joseph (Joschka) Fischer, MdB Werderscher Markt 1 Auswärtiges Amt D-10117 Berlin PA: D-11013 Berlin Tel.: 0 30/2 01 86-0; 0 18 88/17-0 Fax: 0 18 88/17-34 02 E-Mail : poststelle@auswaertiges-amt Internet : http://www.auswaertiges-amt.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Der Beauftragte der Bundesregierung für Menschenrechte und humanitäre Hilfe im Auswärtigen Amt Gerd Poppe Werderscher Markt 1 D-10117 Berlin Tel.: 0 18 88/17-47 64,-47 65 Fax: 17-41 30 E-Mail : mrhh-b@auswaertiges-amt.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesminister des Innern Otto Schily, MdB Bundesministerium des Innern Alt-Moabit 101d D-10559 Berlin PA: D-11014 Berlin Tel.: 0 18 88/6 81-0 Fax: 6 81-29 26 E-Mail : poststelle@bmi.bund.de Internet : http://www.bmi.bund.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesministerin der Justiz Prof.Dr. Herta Däubler-Gmelin, MdB Bundesministerium der Justiz Jerusalemer Str. 24-28 D-10117 Berlin PA: D-11015 Berlin Tel.: 0 18 88/5 80-0; 0 30/20 25-70 Fax: 0 18 88/5 80-95 25; 0 30/20 25-95 25 E-Mail : poststelle@bmj.bund400.de Internet : http://www.bmj.bund.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesminister der Verteidigung Rudolf Scharping, MdB Hardthöhe Bundesministerium der Verteidigung D-53123 Bonn PA: Postfach 13 28 Fontainengraben 150 D-53003 Bonn Tel.: 02 28/12-00,-94 06; 0 18 88/24-00 Fax: 02 28/12-53 57; 0 18 88/24-53 57 E-Mai l: poststelle@bmvg.bund.400.de Internet : http://www.bundeswehr.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Bundesministerin für wirtschaftliche Zusammenarbeit und Entwicklung Heidemarie Wieczorek-Zeul, MdB Bundesministerium für wirtschaftliche Zusammenarbeit und Entwicklung PA: Postfach 12 03 22 Friedrich-Ebert-Allee 40 D-53045 Bonn Tel.: 02 28/5 35-0; 0 18 88/5 35-0 Fax: 02 28/5 35-35 00; 0 18 88/5 35-35 00 E-Mail : poststelle@bmz.bund.de Internet : http://www.bmz.de * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Kurdîya Nameyê : (Bes ji bo zanyarîyê) Berpirsên Hêja ! Tê xuyakirin, ku sîyasemedarê Kurd Sait Çürükkaya, ku ji Gulan 2001 ve li Almanya wek penaber dijî, ji ber ku dewleta Turkîyê bi “bultena sor” pê digere û daxwazîya vegerandina wî dike, roja 30.09.2004 da ji alîyê berpirsên Almanî ve hatîye girtin û di heman rojê da jî, ji alîyê Dadigeha Amtsgericht Bremen ve hatîye zîndanî kirin. Dîsa tê xuyakirin, demek berê niha, di 13.07.2004 da mafê wî yê penaberîyê, ku ji alîyê “Bundesamt Für die Annerkennung ausländische Flüchtlinge” li gor madeya 16a. ya Destûrê hatibû dayîn, jê hatîye vegirtin û biryara paşvegerandina wî hatîye dayîn. Jê vegirtina mafê penaberîyê û girtina wî, ji bo bi dest dayîna Turkîyê, bi giştî li dijê yasayên nêvdewletî û Destûra Almanya ne, ku prensîbên parastin û “non-refoulement” ( paşvenegerandin ) di nav xwe da diparêzin û bi taybetî jî metirsîyên mezin dixe ser mafên serekîyên Sait Çürükkaya yî û parastina wî. Çawan tê zanîn, Almanya jî di nav da bû, ku “Peymana Navnetewî ji bo Mafên Sîyasî û Sîvîl” (ICCPR) ku sala 1966 da hate pejirandin û di madeya 7. vê peymanê da tê gotin, ku “Nabe, tu kes bête êşkencekirin û kar û cezayên zalimane û kesayetîşikandinê li ser wan bête bikaranîn” Dîsa, di madeya 3. ya “Peymana li Dijê Êşkence û Ceza û Karên Zalimane û Kesayetî Şikênder” da, ku sala 1984 da ji alîyê Neteweyên Yekgirtî ve hatîye wergirtin, weha tê; “Dewletek, nikare tu kesê ji bo dewletek din vegerîne, ku metirsîyek xurt hebe, ku li wê êşkence dikarin lê biken”. Bi heman awayê, madeya 33. ya “Peymana Rewşa Yasayîya Penaberan”, ku sala 1951 hate pejirandin, dibêje, “Tu dewletek (ku peymanê jêrnivîs kirîye) nabe, tu penaberek bi dest welatek bide (teslim bike), ku jîyana wan, yan jî azadîya wan, ji ber reh, ol, hevwelatîbûn, endambûna grupeka civakî û bîr û bawerîyên wan yên sîyasî, dikare bikeve jêr metirsîyê” Di ronahîya van da, ku berpirsên Almanî, sala 2001 da, serlêdana Sait Çürükkaya, ji bo mafê penaberîyê pejirandin jî xuya dike, ku berpirsên Almanî li ser parastina wî li dijê tehdîdan biryar dabûn û mafê penaberîyê jê ra heq dîtibûn/nasîbûn. Ji wê rojê ve, di rewşa Sait Çürükkaya da tu guheran çênebûne û li gel wê jî, di raporên rêxistinên navnetewîyên mafên mirovan da jî tê xuyakirin, ku li Turkîyê hêj jî girtin ji ber sedemên sîyasî û êşkencekirin li ser girtîyên sîyasî berbilave. Herweha, li rapora Amnesty International 2004 da (çileya paşîn heta hezêranê), daxuyanîya Human Rights Watch, ku 04.10.2004 hat bilav kirin, daxuyanîya Komela Mafê Mirovan Li Turkîyê, ku 10.09.2004 hat bilav kirin, daxuyanîya Mazlum-Der, ku di eylûla 2004 da hat bilav kirin û di rapora dawîya Weqfa Mafên Mirovan li Turkîyê, ku di tebaxa 2004 da hat bilav kirin, asta kirdarên êşkenceyê gelek baş radixin pêş çavan. Metirsîya, ku dê sîyasetmedarê Kurd Sait Çürükkaya, ji ber bîr û bawerîyên xwe yên sîyasî û etnîsîta xwe, ji mafên xwe yên bingehî bêpar bimîne, di girtîgehê da bête êşkencekirin, gelek bilinde, eger ew bidest Turkîyê bê dayîn. Biryargirtina li ser paşvegerandina Sait Çürükkaya, dibe sedema pêpezkirina mafê penagirtinê, ku di Destûra Dewleta Almanî da hatîye misogerkirin, herwesa pêpezkirina peymanên nêvnetewîyên di vê warê da û pêpezkirina prensîbên Dewleta Yasayî. Bi bawerîya, ku dê dewleta Almanî pabendîya/pêgirêdana xwe ya bi peymanên navnetewî û prensîbên bingehîyên Destûra Almanî cîbicî bike û herweha em daxwaz diken, ku xebatên bidest dayîna Sait Çürükkaya ji bo Turkîyê bêne pûç kirin. Li gel rêz û silav Nav / Paşnav: Navnîşan: |