PARTIYA DEMOKRAT´A KURDISTAN - XOYBUN

PDK - XOYBUN



AKREP İSTANBULDA KENDİNİ SOKTU


TC devleti barbar Osmanlı devletinin mirasını tüm çirkinlikleriyle devr almış. TC devleti din ve devlet işlerini birbirinden ayırmış, layik yapısıyla radikal islamla çoğu zaman savaşıyormuş gibi gözüken, hemde derin devlet yüzüyle batıya dönmüş Vanpir gibi barbar Atatürkün çağdaş TC devleti maskesine bürünmüş bir portre çizmeye çalışıyor. Resmi devlet ideolojisi bu pembe fotoğrafıyla kendi basını ve dünya basınında kalmak isteyen TC devletinin birde kendisinden ve dış dünyadan sakladığı bir gerçekliği vardı. Oda karşı olduğu gibi gözüken fanatik islamın bizat taraftarı ve yaratıcısı olmasıydı. TC metrepollerınde laik, modern ve çağdaş bir tablo çizen TC nın öteki yüzü ve hüneri ise sömürgeleri olan Kurdistanda katliam teygahlarını sergilemekti. Çağımızda uyanışa geçen Kürd ulusal benliğinin önüne set çekmek için TC devleti bir dizi anti demokratik önlemler aldı. Koruculuk sistemi, köylerin boşaltılması, baskı ve şiddetin yanı sıra İslamiyet kisvesi altında çesitli illegel örgütlenmelere girişti. Hizbullah, İBDAC, Türk İntikam Tugayı ( T İ T ) ile jitem ve Mit kaynakli Kürd kimlikli UKO ve devamı olan örgütler tamamen bu dönemde oluşturulmuş yarı resmi devlet rolünde adeta bir ölüm makinasına dönüştürülmüştür.

Devletin şahin kanadı yer altına inmiş, Ankarayı bağazlarına kadar bulaşmış kanın içinde ağızlarını Vampirimsi bir edeyla şapirdatarak yönetmeye, buradan demeç ve talimatlar vermeye başlamışlardı. Öyleki derin devletin barbar ve Vampir adamlarından Orgeneral Hasan Kundakçı oluşturulmuş bu Kurd infazı örgütleri için ''bunlar bizim yükümüzü haf i f letiyor'', demekte hiç bir sakınca görmüyordu. Yükten kastin ne olduğunu açıklamasına gerek yoktu. Çünkü yük Kürdistanda işlenen 17500 faili meçhul cinayetin ismiydi.

Güya laik ve çağdaş devlet bir taraftan faşizmi aratmayan yöntem ve metodlarıyla terörizmle mücadele adı altında cinayet işlerken öte yandan kendisinin bile cesaret edemeyeceği kirli işlerini bu örgütler aracılğıyla yaptırıyordu. Güya laik ve çağdaş devlet oluşturduğu bu örgütlere militan bulmanın ötesinde taraftar bulma işleminede kolları sıvamıştı. Bunun için uçaklardan bildiriler atılıyordu. '' Bin yıldan beri islam önderliğini yapan Türk Milletinin güya emperyalist düşmanlarına karşı Türk Kürd elbirliğiyle mücadele edilmesi gerektiğini, Türk ordusunun islam dünyasinin en güçlü ordusu olduğunun altı çiziliyordu. Diyanet işleri bakanlığı 1988 yılında resmi olarak Kurdistan' in Botan ve Serhat bölgesinde çalışmak ve halkı Kürdistandaki direnişe karşı kışkırtmak için İmamlardan oluşan İRŞAD adlı bir örgüt kurduruyordu.

Göstermelik laik ve çağdaş devlet kendi yasalarını çiğniyordu. Devletin tüm kademelerine İslamcılar yerleştiriliyordu. Kürdistanda ki il ve ilçe yöneticileri din elden gidiyor gibi söylemlerle halkı cihada çağırıyordu. 2000 yılından sonra bunların 376 sı irticacılık yapıyor diye görevden alınmıştı.

Resmi ideoloji ve ataları Kurdistanda Mirlikler dönemini baskı ve şidetlen sona erdirerek kendisine bağlı Ağalar ve Şeyhleri güçlendirmiştir. Kendilerine maddi ve manevi imkanlar sağlamıştır. TC nin Parlamento seçimlerinde sağ partilerden her seferinden onlarca ağa ve şeyh torunu meclise alınmış. Ve bunlar aracılığıyla Kürdistanda sömürgeci millitarizme bagli sembolik feodal ve teokratik yapı ayakta tutulmaya çalışılmıştır.

Türkçülükle ( Turanizimle ) Kurdistanlıları kandıramayacaklarını bildiklerinden, Türk İslam senteziyle yoğrulmuş İslamcı partilere Kurdistanda geniş imkanlar tanımış çok biçimli Cehşlık bu şekilde kurumsallaşmıştır. Örneğin : Milli Selamet Partisi ve Refah Partilerinin Konstantinopolis, Pontos ve Anatolia da % 8 - 9 civarındayken Kurdistan da % 20 nin altına hiç düşmemiştır.

Eski Genel Kurmay Sıkı Komutanı Nevzat Bölükgiray kısa bir süre önceki açıklamalarında şunları söylemesi İstanbuldaki bombalama olayına ışık tutacaktır. ''Aşırı sağ terör görmezden gelinmiştir. Gercekte İslamcılar ile İslamcı terör arasında bir gönül bağı vardır. İslamcı terör ile savaşımı aksatan en önemli unsur Polis - Mit ve Yargı arasındaki bilgi akışının sağlanamamasıdır. Diğer bir sorunu da; radikal terör örgütlerinin Polis içinde yuvalanmasına bağlıyordu.''

Bu kanlı dönemin sorumlularının kendi yaptığı açıklamalarla pişmanlık göstermeleri gerçektende bu utanç verici tabloda mahkum olmalarını engeleyecek bir durum değildir.

Çiler - Ağar örgütü örtülü ödenekten bu örgütlere para aktarmıştır. Polis ordu, siyaset ve mafya itifakını açığa çıkaran Susurluk olayı hala aydınlatılmamıştır. Örtülü ödeneklerle yaratılan bu kanlı örgütler yeri geldiğinde başka ülkelerdede kulanılmıştır.

İrana karşı İrandaki ilegal islam örgütlerine militan sağlamış, Azerbeycanda darbe girişimini desteklemiş, Diyanete bağli camilerden Çeçenistana savaşçılar göndermek için çağrılar yapmıştır. TC devleti içinde Çeçen terör eylemlerini organize etmiştir.

Daha sonra bu guruplar deşifre olmasın diye tasfiye pılanı çerçevesinde başka ülkelerdeki islami terör örgütlerine cihat şiarıyla TC Devletinin bilgisi dahilinde nakledilmiştir.

İstanbuldaki bombalama eylemlerine katılan şahısların bir çoğunun Bingöllü olması tesadüf i değildir. Bir zamanlar TC nin terör örgütü Şef liğine getirilen Yeşil kod isimli Mahmut Demir e ait petrol tesisinin Bingölde olması ve Yeşil kod isimli teröristin Polis lojmanlarında barındığı TC devletinin resmi kayıtlarına geçmıştir.

Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu, İstanbul bombacıları Azad Ekinci Mesut Çubuk ve Ferudun Uğurlu gibi isimlerin ortak geçmişlerinde Yeşil ile birlikte Bingöl Polis lojmanlarında konaklandıkları söylenilmiştir. Aslında adı geçen bu şahısların El - Kaide ile bağlantılı olduklarının açıklanmasının ardından şu mantığın çıkmasıda olasıdır. MIT´in El - Kaide ile bağlantısı vardır. Sonuçta bu millitanları eğiten ve El - Kaide ye cinayet makinası olarak yetiştiren MIT´in kendisidir.

TC devleti çirkin ve karanlık geçmişinden ödün vermeyerek Fetihçi ( İsgalcı ) ataları gibi Güney Kurdistana mudahale etmekte israrcı olmuştur. Ancak TC nin harcadığı çabaların arkasındaki maksat anlaşılmış. Kürdlerin mütefikleri olan İngilizler ve Amerikanlilar tarafından TC Subaylarının kafasına çuval geçirilerek çirkin emelleri engelenmiştir.

TC devletinin Kürd ve Kürdistan korkusu giderek büyümüş işi kendisini vurmaya kadar götürmüştür
...

30 - 12 - 2003