DOST İSENİZ, DOSTÇA, DÜŞMAN İSENİZ MERTÇE CEVAP VERİN.!.. Swêd, 02. 12. 2005 — Bir halkın belirli kesiminin iradesine sahip çıkan parti, önce kendi kitle dayanaklarına karşı, açıkça demokratik davranır, güvence verir, güven duyulur olması gerekir. Bu yapısıyla, toplumsal sorunların, açmazların giderilmesinde çözüm merciyi ve karar merkezidir. Toplumun değiştirilmesi, dönüştürülmesi, amaç ve hedeflere kilitlenmesi, ulusal mücadelenin yoluna, yordamına konulması için, ilkeli ve israrlı davranışının yanı sıra, ikna etme, yönlendirme ve güven verici pratik davranışı sergilemelidir. Bu anlamda ‘yaşanılan sorunsallarda ve kendisine istinad edilen suçlamalarda’ sağır sultan rolünü üstlenmek tutumu, herşeyi kabullenmektir ! Yıllardır Said’lerin trajedisi ( T-KDP öncüleri; Said Elçi ve Dr.Said Kırmızıtoprak..) üzerinde ki karanlık perdeler bir türlü aralanmadı, Failleri ve görgü tanıkları,ş ahidlerinin çoğu hala hayatta.. Bu konuda doğru bilgi akışının kitlelere verilmesi yolunda ki bütün veriler gizlenmeye ve olay karartılmaya çalışılıyor. Yeniyi arayış, önce, geçmişin muhasebesini doğru yapmak ve geleceği düşünmekle başlar. Her iki Said’ in de KUKM açısından büyük bir değer ve kayıp olduğunun bilincindeyiz. Onun için; Vaka nın oluştuğu süreç ve koşulları içinde değerlendirdiğimizde bir kaç varsayımdan hareketle; a ) ABD’nin istihbarat örgütü CIA’nın bölge sömürgeci devletleriyle ortaklaşa yaptığı ‘ komünistlere karşı ortak eylem antlaşması’ sonucu ulusal devrimci nüvelere sahip Bu K.Kürd önderlerine komplo hazırlandı. b ) O dönem Türkiye-Irak-Suriye ve İranın Kıskaç içine aldığı I-KDP ve Kuzey Kürdistandaki kürd işbirlikçilerinin bilgisi dahilinde bu cürüm işlendi.. c ) Uzun yıllar IKDP’ peşmergelerinin verdiği gerilla savaşinın zaman zaman yenilgiye uğramasıyla, tarumar olan Güney Kürdistan’da olayla ilgili arşif’in de imha edilmesinden dolayı gerekli bilgilere ulaşmak zor. Ancak hala yaşayan karizmalardan bilgi edinmek zor değil. d ) Dr. Said Kırmızıtoprak başlangıçta Guney Kürdistanda yaptığı çalışmalarla kendisini halka önemsetmiş ve M. Mustafa Barzani tarafından da desteklenmiş olması sonrada Kuzey Kürdistandan gelen Bazı Kürd şahsiyetlerin serzenişleri ve ‘Kızılbaş, dinsiz ve komünist vb. Gibi ‘mektuplar .. MİT ve bölgedeki işbirlikçilerin bir komplosu olarak görülmekte.. e ) TKDP’yi iki başlı ve hasımhane kılan bu gelişmeler sonucu Said Elçiyi fitilleyerek Güney Kürdistana sürükleyen zihniyet Komplonun gelişmesinede fırsat ve zemin hazırlamıştır. f ) Derwéşé sado, Şeraffettin Elçi ve diğer karizmaların konuşarak,süreci doğru anlatarak kendilerini halkın vicdanında aklamaları gerek.Keza Güneyli Karizmaların başında gelen sayın mesud barzani’de bu süreci aydınlatacakların başında gelir.... Bu varsayımları dahada çoğaltmak mümkün. Öte yandan günlerdir Kuzey Kürdlerin gündemini işgal eden ‘gündemsiz-gündeme gelelim. Sayın Ahmet Zeki oOkçuoğlu’ nun 7 maddelik idiaları içinde yer alan ‘KDP-Bakuru bile MİT kurdu.. iddiasına karşın hem Ahmet Zeki Okçuoğlunu, hemde PDK-Bakuru kapsamlı olarak yazıp farklı sitelerde yayınladığım bir makaleyle açıklamaya davet etmiştim. Şimdiye kadar taraflardan konuya ilişkin hiç bir ses ve yanıt çıkmadı. T-KDP’nin mirası üzerinde şekillenen PDK-Bakur’un bu suskunluğu kendisine istinad edilen suçlamayı ciddiye almama ve Ahmet Zeki Okçuğlunu muhatap kabullenmeme tutumundan öte genel iradeye sürülen bir kara leke olduğundan açıklamada bulunmak zorundadır. Değilse bu eğilim hepimizi zan altında bırakır. Birey olarak kendi adıma konuşuyorum. / TKDP mirasından ayrışan KUK ‘un önemli kademelerinde ve farklı alanlarda görev aldım. O keza PDK-Bakur’unda merkezi düzeyinde ve farklı alanlarda misyonlar yüklendim. Eğer bu parti MİT tarafından kurulmuşsa ! ? Utanmıyormusunuz ? Niye beni ve onca yurdseveri işkencelere, onlarca yıllık mahkümiyetlere ve ölümlere gönderdiniz ? Kan üzerinde yeşeren Rant savaşında sömürgeci sisteme kobay olarak sundunuz ? Tekrarlıyorum, mazlum bir halkın davasını öncülük rolü ile hedefleyen siyasal bir parti, açık, demokratik ve birleştirici duruşuyla, yığınlara güven veren pratik bir davranışı sergilemelidir.. Hantal, şaibeli ve toplumun geleceğini karartmaya kendini kaptırmış, topluma doğru bilgi akışını sağlamayan bir yapının topluma öncülük etmesini nasıl bekleyebiliriz ? Töhmet altındasınız ! Ama çaresiz değilsiniz ! Birey çaresiz olabilir, örgüt ise asla ! Çünkü örgütlü yapınızla çaresizlikleri ortadan kaldırma işlevini bu halk size devretmiştir... Kaldıki Partinin aktif üyesi iken, Kongre yapılmış. Onca zaman geçmiştir. Kararlar alınmıştır. Bunlar bana sözlü yada yazılı intikal etmediği gibi, siyasal hukukumuza uymayan muayedelerle sahip olduğum haklar, yetkiler ve görevler ne şekilde elimden alınmış, benim bizzat olmadığım bir kongrede varlığım nasıl yok sayılmış, Parti varmıdır yokmudur ? Varsa nerede hangi ellerdedir ? Başkanımız Rahmetli Hemreş reşo’nun ölümünden sonra ne oldu bitti. Bende mi öldüm, ölü mü gösterildim siyasi defterlerinizde ? Emeğe de mi saygınız yok ? Mevki, makam, karizma peşinde olmadığımı yol arkadaşlarım biliyor ! KUK Genel sekreteri Sayın Dara Bilek kadar bile olamıyorsunuz ! KUK adına katıldığım merkezi bir toplantıda, diğer yelpazeden lider düzeyinde katılım olmuştu. Toplantı sonrası bir örgüt lideri darayi görünce ‘Sen KUK lideri değilmisin ? Niye toplantıya bizzat kendin gelmedin de Adil Duranı gönderdiniz.’ Deyince Dara ‘ Bizde kim iyi çalışırsa lider odur’ demişti. Rahmetli Hemreş Reşo ile olan ilişkilerimde başkan olarak bana tanıdığı geniş görev ve sorumlulukları suistimal etmeden laik olmaya çalıştım.. En az bulunduğum alanda.. Hal böyle iken kongre kararlarınızla bu görevlere ikame ettiğiniz unsurlar acaba hiç merak etmiyorlarmı, sorgulamıyorlarmı ? Bizden önce A.Duran adında bir insan görev yapmış bu neyin nesi ? Kimin fesi.. Parti yol geçen hanı mı ki, gelen konaklasın,giden gitsin ! Benim konumumla ilgili idialar altında artık kalkmanız, kalkmamanız hiç bir şey ifade etmez ! Ancak partiye yönelik mesnetsiz iddialar altında kalmamanızı ve kamuoyuna açıklama yapmanızı isterken, berrak dürüst ve geleceğe güven verici bir tutum sergilemenizi herşeyden çok istiyorum. 01. 12. 2005 |