KURDİSTAN DEMOKRAT PARTİSİ KAMUOYUNA PARTİ DEMOKRATA KURDİSTAN DEMOCRATIC PARTY KURDISTAN Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Turanizm ve Kürt soykırımı entirikalarını yeni boyutlarıyla uygulamaya devam ediyor. Türk-İslam sentezi, Osmanlı’dan devir alınarak, M.Kemal ve şürakasınca Türk’lerin eğemenliğinde, halkların islami birliği geleneği temelinde, dini esas alan yönetici kadrolar tasfiye edilerek kuruluşunu tamamladı. Kürdistan’da, Ermeni soykırımın da ki başarısıyla birlikte, Kürt soykırımını hedef alındı. Sistemli devlet politikasıyla irtica ve kürt sorunu günün koşullarına göre, sürekli gündemde tutularak, iç ve dış politikada, ekonomik-politik-sosyal sorunlarda, halkın taleplerinde hedef çarpıtmayı da dikkate alarak, Osmanlıdan devir alınan devlet terörü politikası sürdürülüyor. Parti’mizin, Kuzey Kurdistan’da 1964 yılında siyasi yaşama başlamasıyla, duraganlaşan kürt siyasi yaşamı canlılık kazanarak, Sömürgeci TC’nin devlet terörü çemberini kırarak, ulusal devrimin, çok yönlü örgütlü mücadelesinin zeminini oluşturdu. Derin devlet yönetiminin, asker – sivil – aydınlarının planladıkları entrikaları Kürt Ulus’u bozdu. Yeniden dirilen Kürt Milleti’nin özgür hayat hakkı için ileri sürdüğü taleplere tahammülü olmayan ırkçı – sosyal faşist TC her geçen gün değişik metotlarla saldırganlıklarını sürdürüyor. Ancak, bu süreçte, İttahat ve Terakki Cemyetinin uzantısı olan, Kemalist derin devlet yönetimi, Kürt Milleti’ni her fırsatta imhayı amaçlamaktadır. Kürt Milleti’ni kurtuluşa götürecek birliği önlemek için Kürt’ü-Kürt’e kırdırmak amacıyla, devlet olanaklarını da kullanarak strateji ve taktikler uygulamaktadır. Ne yazık ki PKK – (Abdullah Öcalan ve kadrosuyla), Hizbullah Örgütlerinin uygulamaları, Türk Devlet’inin planlarının bir bölümüdür. Kürt Milleti’nin yükselen ulasal kurtuluş mücadelesini tasfiye etmek için Marksist – Leninist program hedefli PKK’nın lider kadrosuyla, Kürt kimlili, islami değeryargılardan yoksun, şeriat talepli Hizbullah Örgütlerini, Kurdistan’da aktiviteye sokarak, Kürt Milletini biribirine kırdırmaya, düşman ettmeye, kamplara bölmeye …v.s.b strateji ve taktiklerle derin devlet terörü örgütlendi. Her iki örgüt belirgin ideolojik formasyona ulaşarak kitleselleşti. PKK’nın teslimiyetçi yöneticileriyle, Hizbullah örgütü’nün Kürt din adamlarına ve yurtseverlerine saldırdığı, Kürt din adamlarının, Kurdistan Ulusal Kurtuluş savaşında ki mümtaz yeri dost ve düşmanca iyi bilindiği için özellikle yargısız infazlar yaptıkları kürt halkınca bilinmektedir.Örgütlerin yurtsever potansiyeli, devlet terörü desteği ile yönlendirilen yöneticilerinin denetimini aşarak, Kürt Milleti’nin kurtuluşunu amaçlıyan muhalefeti legal ve illegal sürdürme karalılığı gösterdi. Devlet zevahirini kurtarmak ve örgütlü Kürt Halkı’na saldırmak için hazırladığı zeminde saldırıya geçti. Hizbullah terör örgütü, konumuyla, eylemleriyle, silah araç ve gereçleriyle, yargılama biçimleriyle, illegal barınma yer ve olanaklarıyla, devlet denetiminde ki kontr-gerilla terör örgütüyle bağlantılı kurulan ve yönlendirilen örgüt olduğu söylentilerinin gerçekliği artık Türkiye kamuoyunun bilgisidir. Batman valisinin ”Özel Tim Birliklri” kurması ve silah ithal etmesi, bulunan silahlarla kanıtlandı. Sözü edilen Vali, bütün olağanüstü hal bölge valilerinin ve il valilerinin, özel tim örgütlenmesi ile doğrudan ilişkilerinin olduğu, Türkiye Televizyon’ların da açıkladı. Gazeteci – Yazar M.Ali Birand tarafından ATV’de yayınlanan 32.Gün proğramında, Hizbullah terör örgütünün silahlı eğitim alanı olarak, Batman Hasankeyf yakınlarında ki Türk Silahlı Kuvetleri eğitim alanı yanında ve kontrolünde yapıldığını Dünya Kamuoyuna görüntüledi. Açıklamaya, TC önem vermemekle birlikte, kontrol altında olduğu söylemleriyle geçiştirdiler. Ayrıca, yazar Bekir Coşkun, 20 Ocak 2000 tarihli Hürriyet Gazetesi’n de ki köşe yazısında ki ”Devlet güçlerinin gözleri önündeki kamplarda, militanlarını eğittiklerini, talim yaptıklarını ben biliyordum da devlet bilmiyormuydu? Gazetelerde Hizbullah örgütünün talim kamplarının fotoğrafları yayınlanmadımı? Ama ne yazık ki Istanbula geldiler, villaya yerleştiler, Hizbullah birinci bela oldu.” açıklaması, devlet entrikasının açık ifadesidir. İki yüzlü devlet ekabirleri, başta Genelkurumay Başkanı’nın inkarı ve peşinden, Reisicumhur Süleyman Demirel’lin, Devlet’in ‘RUTİN’ işlerin dışına çıkabileceği açıklamaları ile devlet bütünüyle suçüstü yakalanmıştır. TC devlet varlık nedenini, Bağımsız Kurdistan Devleti’nin kurulmaması ile eş anlamlı gördüğü için politikasını, kürt sorununu baskı ve şiddet yöntemleriyle çözümlüyebileceği yöntemler üzerine inşa ettiği gibi günümüze kadar sadece Kürt’lerle savaşmış ve bir defaya mahsusta, Kıbrıs’ta savaşmıştır. Devlet, Kurdistan gerçeğini kabüllenmek zorundadır. Bilinmelidir ki, Kurdistan, Dünya’da özgür milletler topluluğunun üyesi olma mücadelesini sürdürecektir. Ve üniter devlette bireyin özgürlüğü talebiyle, Kürt Ulus’unu asimile edemiyeceğinin bilincinde olan devlet, kontr – hizbullah ve benzeri örgütlerle yarattığı kaos içinde, halkın oylarıyla seçilen Kurdistan Belediye Başkan’larını tutukluyarak, derin devlet terörüne devam edilmektedir. Kürt Milleti’ne uygulanan devlet terörünü nefretle kınıyoruz. !… KURDİSTAN DEMOKRAT PARTİSİ www.pdk-t.dk |