Kürdistan Halkina! T - KDP, Örgütlenme Komitesi: 06. 10. 1999 Isgalci ve talankar Osmanli Imparatorlugu’nun mirasi üzerine insa edilen ve 1923 Lozan antlasmasi ile "mesruiyet" kazanan Sömürgeci – Kemalist T.C, icraatlarini Kürdistan halkina karsi soykirim ve katliamlar uyguluyarak gerçeklestirdi. Ilk provalarini Istanbul’da Seyit Abdulkadir ve arkadaslarini, Kürdistan’nin Bitlis kentinde de Kürt Istiklal Cemiyeti’nin (Azadi) lideri Cibranli Halit Bey ve Yusuf Ziya Bey’i idam etmekle baslayan Kemalist diktatörlük, akabinde 1924 ile 1938 yillari arasinda kendisine karsi kahramanca direnen, Seyh Said, Seyh Serif, Seyit Riza, Aliser ve Zarife Hanim gibi önder kadrolar basta olmak üzere onbinlerce Kürt’ü katlettiler. Ikinci Dünya Savasi’indan sonra nazizmin yenilgisiyle yeniden alevlenen ulusal kurtulus savaslari Ülke’miz Kürdistan’in dogu ve güney parçalarinda da ileri bir boyut kazanirken hiçbir uluslararasi hukuk kurali ve insani kaide tanimiyan isgalci T.C’nin halkimiza karsi uyguladigi insanlik disi ve zalimane yöntemler sonucu Kuzey Kürdistan’da uzun yillar bir ölüm sessizligi, diger bir deyisle bir teslimiyet dönemi baslamisti. Ulusal onurumuza yakismiyan bu dönem, Said Elçi’nin zamanin Diyarbakir Baro Baskanina, "Eger siz Kürt Aydinlari üzerinize düseni yapmazsaniz Melikahmet sokaklarinda iki hamal bulur gene bu partiyi kurarim." Sözleriyle sona eriyordu. 1959 yilinda 49 Kürt Aydin’inin tutuklanmasi, 1965 yilinda T-KDP’nin kurulmasi, DDKO çalismalari ile birlikte 12 Muhtira’sindan sonra bir çok yeni Kürdistani örgütün kurulmasi ile birlikte kitlesel gösteriler, dergiler, dernekler, Kürdistan’nin hemen her yöresinde örgütlenme ve ulusal devrim çalismalari karsisinda, sömürgecilerin cevabi 12 Eylül 1980 Askeri darbesi oldu. Bu süreç boyunca Kuzey’in en köklü partisi olarak T-KDP’nin, üzerine düsen rolü gerektigi gibi yerine getirme konusunda birdizi handikap yasandigina sahit olundu. Partimizin ilk genel sekreteri Faik Bucak’in 1966 yilinda, ikinci genel sekreteri Said Elçi’nin 1971 yilinda sehit edilmeleri, parti içi bölünmeler ve diger bazi etmenler, birçok önder kadronun taktire sayan çalismalari ve onlarca kadro elamaninin sahadetine ragmen partimizin tarihi sorumlulugunu yerine getiremeyisinin nedeleri arasinda yer aldi. 12 Eylül Askeri Cunta’sina karsi Kürt’lerin zindan direnisi ertesinde gelisen ve 1984’te PKK’nin baslattigi silahli mücadeleye Kürdistan halki önemli ölçüde destek sundu. Onbinin üstünde Kürt’ün zindanlara atilmasi, besbinini üzerinde köyün yakilmasi veya bosaltilmasi, milyonlarla ifade edilen iç ve dis göçe karsi, Kürt’ler tarihte her zaman oldugu gibi bir kez daha binlerce sehit vererek mücadeleye desteklerini kanitladilar. Ne var ki, Kuzeyli örgüt ve partilerimiz halkimizin bu destegini dogru alanlarda ve dogru amaçlar için kullanma konusunda büyük bir yetersizlik içinde oldular. Bir ulusal kurtulus mücadelesi için gerekli donanimdan yoksun, çogu zaman ciddiyetten uzak, ayaklari yere basmayan, bagimsizlik perspektifi olmayan, amatör gençlik guruplari görüntüsü sergilendi. Kagit üzerinde iddiali tezlere sahip, bagimsiz bir Kürdistan hedefledigini ilan eden, ancak bu tezlerin altini doldurma konusunda son derece ihmalkar davranan, ajitasyon ve propagandasini neredeyse yalnizca kültürel baski üzerinde insa eden, sömürge – sömürgeci ilskisini sadece dilimiz üzerindeki yasaklamaya indirgiyen bir anlayis olusturuldu. Gerçek bir bagimsizlik programina sahip olunmadigindan uzun soluklu da olunamadi. Ancak her defasinda, solugu kesilen gurubun kendisi degil de halk oldugu yanilgisina düsüldü. Zaferin bir türlü gelmeyisi, bagimsizlik hedefinin ve mücadele tarzinin gerçekçi olmayisi ile açiklanmaya çalisildi ve dogal olarak ulusal taleplerden ödün verme yoluna gidildi. Sonuç olarak ülkemiz ve halkimiz hiç de hak etmedigi bir yenilgi atmosferine sokulmus oldu. T-KDP gelenegi içinde yer alan bizler, ulusal mücadelemizin içine sürüklenmekte oldugu ve ileride ulusça yok edilmemizi kolaylastiracak bu duruma son vermek amaciyla; Içinde bulundugumuz sürece müdahale etme yeteneginden yoksun oportünist çevrelerin "bekle gör" tavrina karsi, Kürdistan Ulusal Kurtulus Hareketi’ni yok etmeye çalisan, Kürt Ulusal onurunu rencide eden, sehitlerimize hakaret eden, "baris ve demokrasi" adi verilen bu yeni teslimiyet dönemine karsi, PDK’yi yeniden örgütlemek için olusturulan komitemiz bu misyondan gelen tüm olusum ve sahsiyetleri Parti çatisi altinda örgütlenmeye, Diger Kürdistani Parti, örgüt ve sahsiyetleri Kürdistan Ulusal Kurtulus Devrimi’ne karsi sorumluluklarini ve halkimiza verdikleri taahütleri yerine getirmeye, Kürdistan Halki’ni da Sömürgeci – Kemalist Devletin ve isbirlikçilerinin tezgahladiklari ve tezgahliyacaklari entrika ve komplolara karsi aktif tutum alarak partimiz ve diger Kürdistani Partilerle dayanismaya çagiriyoryz. Yasasin Kürdistan ! www.pdk-t.dk |