BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI : (1914-1918) SEWRES (SEVR) BARIŞ ANTLAŞMASI NEZİR ŞEMMİKANLI 1911-1913 Balkan Savaslari sonrasi kendi aralarinda kurduklari ittifaklarla iki gruba ayrilmis olan güclü Avrupa devletlerinden, Ingiltere - Fransa - Rusya – Italya, Anlasma (Itilaf), Almanya, Avusturya-Macaristan ise Baglasma ( Itifak ) grubunda yer almislardi. Temmuz 1914’te Avusturya-Macaristan Imparatorlugu ile Sirbistan arasinda patlak veren savas nedeniyle önceden gruplasmis olan bu Avrupa devletleri, zincirleme bir bicimde birbirlerine savas acarlar. Böylece; Agustos 1914’te tam bir Avrupa savasi durumunu alan Birinci Dünya Savasi’nin baslangicinda Osmanli Imparatorlugu savasa katilmayip, tarafsizligini ilan etmistir. Ancak, Osmanli Hükümeti, güclenen Avrupa’nin, Balkanlardan sonra Ortadogu cografyasindaki petrol yataklarini güvence altina almanin yanisira Dogu Akdeniz ve Uzak doguya daha rahat uzanabilmek icin, Ortadogu corafyasina egemen olma isteklerinin güclene bilecegi gibi Imparatorlugun parcalanma sürecini de hizlandiracagi endisesine kapilmistir. Örnegin; Imparatorlugun icindeki Hiristiyan Azinliklarin durumunu güvence altina almanin yanisira, Imparatorlugun icindeki Arap, Kürt, Ermeni ve Rum gibi uluslarin özgürlük istemlerini ‘Manda Devletler’ kurdurmak süretiyle karsilayabilirlerdi. Özellikle, Bagimsiz Kürdistan devleti’nin kurulmasiyle Osmanli Imparatorlugu, önemli toprak kaybina ugrayacagi gibi Arabistan yarimadasi ile Kafkasya ve Uzak Doguya’ya uzanan kara köprüsü durumundaki Kurdistan cografyasini kaybetmis olacakti. Dolayisiyla, Imparatorlugun kabugu kirilacakti. Turan Imparatorlugu hayali suya düsmüs olacakti. Böylesi bir olasilik, Osmanli Imparatorlugu Ittihat ve Terakki iktidarini ürkütüyordu. Bu varsayimlar üzerine Osmanli Imparatorlugu Ittihat ve Terakki Hükümeti, Savasin baslamasindan sonra tarafsiz kalip kalmama konusunu yeniden gözden gecirdi. Cünkü, bu savasi Almanya’nin kazanacagina kesin gözüyle bakiyordu. Ayrica, Almanya’nin Osmanli Imparatorlugu’na gösterdigi yakinliktan da yararlanilarak, Savasa Almanya yandasi olarak katilmasi halinde, “Osmanli Imparatorlugu’nun Balkan savaslari nedeniyle yitirdigi yerleri geri alabilirdi. Rusya’nin da yenilmesiyle, Kafkaslar ya da Iran üzerinden Ortaasya’ya gecebilecegini düslüyordu. Böylece, düsledigi ’büyük Turan Imparatorlugu kurabilecekti.” Öte yandan, Itilaf devletleri’nin Ortadogu üzerindeki hesaplarini bertaraf edilecegi gibi ’Hiristiyan dünyasinin calkalandigi’ bir ortamda, Batida Almanya, Balkanlar’da Avusturya-Macaristan destegini alarak, Balkanlardan – Ortadoguya, Ortadogudan - Kafkasyaya uzanan güzergahta Rum, Kürt, Ermeni ve diger Hiristiyan halklar, ’Ulusal ve Örgütsel’ bir yapiya kavusmadan, Kuzey Kürdistan cografyasinda ’böl ve yönet politikasi’ uygulanarak, Etniksel arindirma hareketi baslatma düsünü de gerceklestirmis olacakti. Nitekim öylede oldu. Öncelikle, Kürt halkinin islami duygulari istismar edilerek Kürt ve Hiristiyan halklar birbirine kirdirmak süretiyle, Ermeni ve diger hiristiyan azinliklara yönelik soykirim harekati 24 Nisan 1915’te devlet eliyle baslatilmistir. Dolayisiyla, Avrupa savasini bir firsat olarak degerlendiren Ittihat ve Terakki iktidari’nin güclü ismi Talat Pasa, Almanya ile gizlice iliskiye gecer ve Savasa Katilma kosullari üzerinde anlasirlar. 28/29 Ekim 1914’te Karadenize acilan Osmanli Donanmasi, Rusya Limanlarini bombalamaya baslamasiyla Osmanli, Itifak Devletleri’nin yandasi olarak, Kasim 1914’te, Itilaf devletleri ile savasa tutusur. Itilaf devletleri ise Rusya, Filistin ve Irak cephesinden Osmanli’ya karsi saldiriya gecemeleri üzerine ’Avrupa savasi, Birinci Dünya Savasi’na dönüsmüstür. BIRINCI DÜNYA SAVASINDA KURDISTAN Birinci Dünya Savasi sirasinda Kürt Ulusu’nun; örgütlü bir savas hazirligi icinde olmadigi anlasilmaktadir. Dolayisiyla, Kürdistan Ulusal Kurtulus Mücadelesinin, kan dökülmeden diplomatik kanaldan kazanilmesi hedeflenmistir. Ancak, Kürt ulusu, Osmanli Imparatorlugu Ittihat ve Terakki iktidari’nin Istanbul ve Ankara hükümetleri ile savasmasi gerekirken, iradesi disinda da olsa Osmanli’nin ekmegine yag sürercesine dost olmasi gereken halklar Ingiltere, Fransa, Rusya devletleri ile Ermeni ve diger Hiristiyan azinlik halklarla savasmak zorunda birakilmistir. Birinci dünya savasinda, Etniksel arindirma konjüktürünü yakaladigina inanan Ittihat ve Terakki hükümetleri, bu vesileyle Kürdistan cografyasinda, Kürt ve Hiristiyan halklari soykirimdan gecirme ve göcertme projesini hayata gecirme firsatini da yakalamis oldular. PARIS BARIS KONFERANSI Birinci Dünya Savasi, Osmanli Imparatorlugu’nun dahil oldugu ittifak devletlerinin yenilmesi üzerine, 30 Ekim 1918 MONDROS ATESKES ANTLASMASI ile sona ermistir. Ancak, Itilaf Devletlerinin temsilcileri 19 Nisan 1920’de Italya’nin San Remo kentinde toplanarak, sürekli barisi saglayacak esaslari saptadiktan sonra, taraflar arasinda barisin temel ilkelerini tesbit etmek üzere, Fransa’da ’PARIS BARIS KONFERANSI’ toplanir. Konferansa, Kurdistan Delegasyon Baskani sifatiyla Kürt siyasetci General Serif Pasa katilmistir. General Serif Pasa’nin 22 Mart 1919’da Paris Baris Konferansina sundugu KÜRT HALKININ ISTEMLERINE ILISKIN NOTA’ baslikli yazili metninde Kurdistan sinirlarini söyle tarif etmektedir: “…Kürt halkinin hakli istemlerini Baris Konferansi önünde daha net aciklaya-bilecegimi saniyorum. Etnografik acidan Osmanli Kürdistan’inin sinirlari kuzeyden Ziven’de Kafkas sinirlari üzerinde basliyor ve Batida Erzurum’dan, Erzincan, Kemah, Arapkir, Erbil, Kerkük, Süleymaniye, Ak-el-man, Sinna; Doguda Ravanduz, Baskale, Vezir Kale yeni Iran sinirindan Ararat dagina kadar devam ediyor. Tarihin cok eski dönemlerinden beri, Kürtler bu bölgeleri cesitli isimler altinda, 13. Asirdan beride Kürtler adiyla isgal etmislerdir. I. Sultan Selim’e kendi istemleriyle baglandiklari döneme kadar, Kürdistan, kirk alti (46) Bagimsiz beylikten olusuyordu: Diyarbekir, Dinver, Sary Sul, Ler, Ardial, Hekkari, Emadiye, Kürkel, Fink, Hassankef, Cemüs Gözek, Mirdasi, Ekil, Sasur, Hezan, Kilis, Seruan, Derzini, Hak, Terkel, Seydi, Süleymaniye, Sehran, Tekül, Kalay, Davud, Pelinkan, Bitlis, Garzan, Botan, (v.b.) Bagimsiz Beyliklerinin etkisi altinda bulunuyorlardi………” Ancak, basvuru metni ve ekinde sunulan Kürdistan Haritasinda, Kurdistan sinirlarinin tesbitinde eksikliklerin oldugu ve Kurdistan’nin genis bir toprak parcasinin Ermenistan’a verildigi söylentilerinin yayilmasi üzerine, Kürt ulusal örgütleri icinde son derece büyük huzursuzluklar baslamistir. Kurdistan sinirlari üzerinde cikarilan bu yanlis bilgilendirmeleri önlemek icin, Kürt Ulusu adina; Osmanli Senatosu Baskani Seyit ABDULKADIR, Kürt Ligi Merkez Konseyi Baskani sifatiyla, Paris Baris Konferansi’na iletilmek üzere Istanbul’daki FRANSIZ YÜKSEK KOMISERLIGINE, yazili basvuru ekinde yeni bir Kürdistan Haritasi’ni sunmustur. Basvuru metninin özeti ise; “22 Mart 1919 da General Serif Pasa tarafindan gönderilen harita’da, Kuzey sinirlari icerisinde bazi farklar görülmektedir. Halkin %70’nin Kürt oldugu önemli bir parca, General Serif Pasa’nin cizdigi sinirlar disinda kalmistir. Öyle sanilmaktadir ki, yeterli bicimde bilgilendirilmemistir..………. Sonuc olarak General, Kuzey sinirlarinin bütünlügünü Akdeniz’e bir gecis ile birlikte savunmalidir. Cünkü bu ülkenin Ekonomik gelismesi icin zorunludur.” Burada, eksik tesbit edilen Kurdistan sinirlarin düzeltilmesi isteminin yanisira, galip ülkeler tarafindan Ermenistan’a birakilmasi tasarlanan Kuzey Kurdistan illerinin, Kurdistan cografyasi ve topragi oldugu vurgulanmak istenmistir. Ayrica, Kurdistan sinirinin Akdenize acilmasi gerektigine dikat cekmistir. Dogru bir tesbittir. Öte yandan, Seyit ABDULKADIR Kürdistan topraklarinin Güney ve Kuzey olarak iki ayri Otonom (Özerk) bölgeye ayrilacagi söylentilerine karsin Kürt halkinin, Birlesik ve bir Bütün olarak Bagimsiz Kürdistan istegini, ’PARIS BARIS KONFERANSI’ Baskanligi’na gönderdigi bir diger yazili basvuru metni ise söyledir: PARISTE YÜKSEK KONSEY BASKANLIGINA SAYIN BASKAN, “Kürdistan’in Güney ve Kuzey olarak iki farkli bölgeye ayrilmasiyla ilgili söylentiler durmak bilmiyor. Kürdistan’in böylesi bir bölünmüslügünün, Yakin Dogunun durumunu kuvvetlendirmiyecegini sayin ekselanslarinin dikkatini cekerim. Birlik (Ittihat ve Terakki) Hükümetinin baskisi altinda olmayan yerlerde Kürtler, Anlasma güclerine karsi silah cekmeyi reddettikleri gibi, Osmanlilarin hakimiyetlerini kuramadiklari bölgelerde Ermenileri korudular. Simdi, Konferans’in adaletinden, Bölünmez bir Kürdistan’in taninmasini beklemektedirler. Gercekte, Konferans’a serefle sundugumuz Kürdistan sinirlari icindeki Etnik formu bölmek istemek ve farkli güclerin mandasina vermek bu parcalari, sonu bilinmez karanliklara sürükleyecektir.” KONSTANTINOP / 2 Ekim 1919 Senatör Seyid ABDULKADIR Kürt Ligi Merkez Konseyi Baskani SEWRES (SEVR) BARIS ANTLASMASI 26 Nisan 1920’de biten Paris Baris Konferansi görüsmeleri sonunda Baglasik (itifak) devletleri, Osmanli Imparatorlugu hükümetinden bir temsilcinin Paris’e gönderilmesi istenmis. Gönderilen temsilciye, Antlasmanin esaslari bildirilmis ve 10 gün icinde cevap verilmesi istenmistir. Osmanli Imparatorlugu, Itilaf devletlerinin hazirladigi SEWRES BARIS ANTLASMASI, metninin tartisilip görüsülmesi icin, Imparatorlugun yüksek Kurulu olan, ’Saltanat Surasi’ Padisahin baskanliginda 22 Temmuz 1920’de Osmanli Sarayinda toplanir. Saltanat Surasi Osmanli Imparatorlugu’nun ileri gelenlerinden olusan bir kuruldur. Kurul, SEVR BARIS ANTLASMASI’ni, imzalama karari almasinin yanisira itilaf devletlerine gönderilen cevap yazisinda, “Türk olmayan topraklar üzerindeki Osmanli egemenliginden vazgecildigi bildirilmektedir.” SEWRES BARIS ANTLASMASI, ‘Osmanli Saltanat surasi kurulu’ karariyla, 10 Agustos 1920’de ‘Basbakan Damat Ferit Pasa’ baskanligindaki heyet tarafindan imzalanmistir. SEVR BARIS ANTLASMASI metnine bakildiginda Birinci Dünya Savasi sürecinde, gelecekte Osmanli Imparatorlugu’nu parcalamak, paylasmak ve yönetmek üzere Ingiltere, Fransa ve Rusya arasinda gizlice varilan ön–anlasmaya, savas sirasinda Italya’nin da katilmasiyla 1916’da olgunlastirilan ‘SYKES PICOT’ Anlasmasi ile örtüsüyor. Ancak, 1917 Ekim Devrimi sonrasi Sovyetler Birligi hükümeti, savastan cekilme karari almis ve baglasik devletler ile Baris anlasmasi imzalayarak, edinecegi özel imtiyazlardan vazgecmistir. Dolayisiyla, Rusya egemenligine birakilmasi düsünülen bölgeler üzerinde yeni düzenlemelere gidilmis olmasina ragmen, genel anlamda Sovyetler tatmin edilmeye calisilmistir. Osmanli egemenligindeki topraklarin paylasilmasi (parcalanmasi) esaslarini düzenleyen ’SYKES PICOT’ anlasmasina göre ise; “*Ingiltere; Ortadogu’da günümüz Ürdün ve Irak’in büyük bir bölümünü koruyuculugu altina alarak, Hindistan yolunu ve Petrol bölgelerini güvence altina almak hedeflenir. *Fransa; Iskenderun körfezinden baslayarak günümüz Lübnan ve Suriye’nin tümü ile Cukurova, Güneydogu Anadolu ve Ic Anadolu’ya kadar uzanan bölgeler. *Italya; Ege bölgesi ile Akdeniz bölgesini kapsar. *Marmara ve Bogazlar, Anlasma (Itilaf) Devletlerin Ortak yönetimine birakilacakti. *Günümüz Dogu Anadolu (Kuzey Kurdistan Cografyasi olan Türkiye’nin, Dogu ve Güneydogu anadolu bölgesi.) bölgesinin Güney yarisini özerklestirilecek, (öngörülen ’Özerk Kürdistan’dir.) bölgenin diger bir bölümü üzerinde ise Ermenistan devleti kurulacakti. *Bu paylasimdan geri kalan yerler Osmanli Imparatorlugu sayilacakti.” Birinci Dünya Savasi’ni sona erdiren MONDROS ATESKES ANTLASMASI, SEWRES (SEVR) BARIS ANTLASMASI ile 16 Agustos 1920’de yürürlüye girmistir. SEVR BARIS ANTLASMASI’NIN KURDISTAN DEVLETI’NIN KURULMASINI ÖNGÖREN; 62, 63 ve 64. MADDELER: “Madde : 62 – Ingiltere, Fransa ve Italya hükümetlerin tayin edecekleri birer üyeden olusacak ve merkezi Istanbul’da olacak üc kisilik bir komisyon kurulacaktir. Bu komisyonun görevi bu antlasmanin imzalanmasindan sonra alti (6) ay icinde, Firat’in dogusunda bulunan ve sinirlari ileride saptanacak olan Ermenistan sinirinin güneyi ile Osmanlinin Suriye ile olan sinirinin kuzeyinde ve Mezopotamya’da yer alan ve halkinin cogu Kürt olan bölgeler icin, antlasmanin 27. Maddesinin II, 2 ve 3 derecelerine uygun olarak, dahili otonomi planini hazirlayacaktir. Herhangi bir sorun karsisinda oybirligine varilmamasi halinde, komisyon üyeleri durumu kendi hükümetlerine ileteceklerdir. Adi gecen plan, bu bölgeler icinde bulunan Süryani, Keldani ve diger etnik, dini topluluklarin tüm azinlik haklarini garanti altina almak zorundadir. Ve bu amacla Ingiliz, Fransiz, Italyan, Acem ve Kürtleri temsilen kurulacak bir komisyon, bizzat yerinde incelemelerde bulunulacak ve gerek Osmanli devleti dahilinde ve gerekse ayni sekilde Iran sinirinda yapilacak bir degisiklik sözkonusu olursa, bu degisiklikler, antlasmanin icerigine uygun bir sekilde gerceklestirilecektir. Madde : 63 – Osmanli hükümeti su andan itibaren, 62. maddesine göre kurulmus bulunan her iki komisyonun bildirecekleri kararlara alnen uymayi ve bu kararlari üc (3) ay icinde uygulamayi üstlenir. Madde : 64 – Eger Komisyonun saptadigi tarihten itibaren gececek en cok bir yillik sürec icerisinde, 62. maddenin kapsami icinde bulunan Kürt halki yani bu bölgede oturan halk cogunlugu, Osmanli devletinden ayrilarak tamamen ‘Bagimsiz’ olmak arzusunu belirtir ve Milletler Toplulugu Cemiyeti’ne basvurursa ve eger Cemiyet bu halkin bagimsizlik istegini gerceklestirebilecek kapasitede bulunduguna inanirsa ve bunun yerine getirilmesini tavsiye ederse, Osmanli devleti bu istege aynen uymayi ve bu bölgedeki bütün hak ve unvanlarindan vazgecmeyi ve kendisini buna göre ayarlamayi simdiden üstlenir. Bu vazgecme isleminin ayrintilari, baslica müttefik güclerle Osmanli devleti arasinda varilacak özel bir sözlesmeye baglanacaktir. Bu vazgecme isi tamamlandiktan ve Kürdistan devletinin bagimsizligi gerceklestirildikten sonra, bu bagimsiz Kürt devletiyle günümüze kadar Kürdistan’in bir parcasi olan Musul ilinde yasayan Kürtlerin kendi istekleriyle birlesmeyi istemeleri halinde müttefik gücler bu birlesmeye karsi hicbir itirazda bulunmayacaklardir.” BIRINCI DÜNYA SAVASI sirasinda, Savas kazanan ülkelerin Devlet Baskanlari, Sömürge uluslarin bagimsizlik isteklerini öngören prensip ya da deklerasyon yayinlamislar; *Amarika Birlesik Devletleri (ABD) Cumhurbaskani WILSON; 8 Ocak 1918’de ’Wilson Prensipleri’ olarak tarihe gecen 14 maddelik deklarasyo’nun iceriginde; “Her Millet ulusal haklarini istemenin hakki bulundugunu ve bu hakkin taninmasi gerektigi ilkesidir.” *Fransa Devlet Baskani KILIMANSON, yayinladigi deklarasyonda;“Osmanli Devleti Türkten baska bir Milleti idare edemez” ilkesidir. *Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi (SSCB) Ekim 1917 devrim sonrasi, “Uluslarin kendi geleceklerini özgürce belirleme (Self–determination) ”ilkesidir. *“Uluslarin kendi geleceklerini özgürce belrleme ve yönetme hakki olan ”Self–determination ilkesi” Birlesmis Milletler Teskilati Anayasa’sinin temel ilkesidir. Birinci Dünya Savasi yukaridaki ilke ve principer isiginda SEWRES BARIS ANTLASMASI ile sonuclandirimistir. SEWRES BARIS ANTLASMASI, Kürdistan cografyasinin tümünü kapsamiyor olsa dahi Bagimsiz Kurdistan Devleti’nin altyapisini olusturan ve Kurdistan acisindan halen yürürlükte olan uluslararasi bir antlasmadir. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Türk Silahli kuvvetleri tarafindan güc kullanilarak uygulanmasi geciktirilmektedir. Bu baglamda, SEWRES BARIS ANTLASMASI’ni Kurdistan cografyasi gercegine uygun güncellestirmek, Kurdistan ulusal partilerinin hedefleri icinde olmalidir. Uluslarin kendi geleceklerini özgürce belirleme (self-determinasyon) ilkesi, Kürt ulusunun vazgecilmez temel dogal hakki olmasi gerceginden hareketle, Kürt ulusunun temsil edilmedigi ’LOZAN BARIS KONFERANSI VE MISAKI MILLI SINIRLARI’ kürt ulusu icin hicbir anlam ve deger ifade etmedigi gibi Kurdistan acisindan baglayici bir niteligi de yoktur. Cünkü, LOZAN BARIS KONFERANSI, Kurdistan’a iliskin olarak toplanmamistir. Bu konferans, Ankara Hükümeti ile Ermenistan ve Yunanistan arasinda gelisen savas sonucu imzalanan GÜMRÜ ve MUDANYA ANLASMALARINA iliskindir. Bu baglamda, Kurdistan Ulusal Partileri tarafindan LOZAN BARIS KONFERANSI ve sonuclarini tavizsizce REDDEDILMELIDIR. KURDISTAN DEMOKRAT PARTISI (PDK-T) basta olmak üzere tüm Kurdistan ulusal partileri, yukaridaki ilke ve prensiplerin takipcisi olmalidir diye düsünüyorum. 01 Ocak 2001 KAYNAK : 1 Prof. Dr. Ahmet Mumcu: Atatürk Ilkeleri ve Inkilâp Tarihi –I, Atatürk Üniversitesi Acik Ögretim Fakültesi Yayinlari, Ankara, 1986. 2 Hasan Yildiz: Fransiz Bölgeleriyle SEVR-LOZAN.MUSUL Ücgeninde KURDISTAN, Köln, 1990 3 Hasan Yildiz: Fransiz Bölgeleriyle SEVR-LOZAN.MUSUL Ücgeninde KURDISTAN, Köln, 1990 4 Hasan Yildiz: Fransiz Bölgeleriyle SEVR-LOZAN.MUSUL Ücgeninde KURDISTAN, Köln, 1990 5 Prof. Dr. Ahmet Mumcu: Atatürk Ilkeleri ve Inkilâp Tarihi –I, Atatürk Üniversitesi Acik Ögretim Fakültesi Yayinlari, Ankara, 1986. 6 Prof. Dr. Ahmet Mumcu: Atatürk Ilkeleri ve Inkilâp Tarihi –I, Atatürk Üniversitesi Acik Ögretim Fakültesi Yayinlari, Ankara, 1986. 7 Garo Sasani: Kürt Ulusal Hareketleri ve Ermeni – Kürt Iliskileri, Beyrut, 1969. **** NOT : Birinci dünya savasi sirasinda ‘KURDISTAN’daki gelismeler ile Etnik arindirma politikasi ile Lozan Baris Konferansi ayrica islenecektir. |